28 Ekim 2013 Pazartesi

Güzel gündü



Bugün yarım gün olduğu için saat 12 de okuldan çıktım servise bindim ve bizim eve yakın bi yerde olan alışveriş merkezinin önünde indim. tam da önünden geçiyo servis şanslıyım valla. daha önceden arkadaşlarla konuşmuştuk zaten buluacaktık. neyse ben gittim işte 12.30 gibi o alışveriş merkezindeydim. arkadaşım ise o saatte daha yeni çıkıyodu dersten. neyse işte gittim ben çıktım kafelerin olduğu kata oturdum camın önündeki bi masaya. karşımdada 29 Ekim dolayısıyla bayraklarla süslenmiş hipodrom. açtım En Son Yürekler Ölür kitabımı 3. defa okumak için başladım okumaya. okuyorum okuyorum sıkılıyorum. daha geçen bitti çünkü. cümleleri ezberledim yani tekrar okumak sıkıcı geliyo. dedim en iyisi şu acıklı sayfaları açıyım onlar iyi oluyo. açtım birini okumaya başladım. sonra başka bi acıklı sayfa sonra başka bi acıklı sayfa derken bi baktım gözümden yaşar pıt pıt damlıyo kitaba. çok ciddiyim abartmıyorum. dedim kızım manyak mısın kitabı açmışsın ağlıyosun. bi de herkes bana bakıyomuş gibi geliyo o an ama tabi yok öyle bişey herkes yumulmuş önündeki yemeğe onu hapur hupur yiyo. ben tabi daha yiyemiyorum arkadaşlarımı bekliyorum ya hani. neyse işte ağlıyorum dudağım titriyo falan dedim kızım bu böyle olmuycak bırak kitabı oyalanacak başka bişey bul. telefonla oynasam şarjım hemen azalıyo sonra annem arayıp arayıp ulaşamayacak olan yine bana olacak. bende ilgilenecek başka şeyler aramaya başladım. aptal aptal etrafıma bakınıyodum ki hemen arka masamda oturan sevgilileri fark ettim.

Okulda adım gazeteciye çıkmış haberim yok




Bugün çok güzel bi gün geçirdim. okulda yarım gündü tabi bir de saatlerin geriye alınması sayesinde 1 saat daha fazla uyudum. her şey çok güzel geçti bugün. ilk önce okuluma gittim. bizim salak servisçi bizi sabahın 7 sinde okula bırakıyor. ders de 8 de başlıyo. yani anlıycağınız it gibi titreye titreye zamanın geçmesini bekliyorum. dışarıda buz gibi mecbur okulun kantininde bekliyorum. ama kantin dışardanda soğuk. tamam kaloyiferleri yakmıyorsunuz anladık donuyoruz biz ama siz donmuyomusunuz lan? hep merak etmişimdir bunu. neyse işte yine titreye titreye bekliyorum bi kaç kız arkadaşım yanıma geldi ''aağğğyyyy bizim gastecide buradaymışşş günaydın canımmm'' diyerekten. Konuşma biçimleri sanki çocuk seviyomuş gibi bu kızların. niye böyle davranıyolar çözemedim gitti. ama tabi o an söyleme tarzlarıyla pek ilgilenmedim. o sırada beynimde şu sözler yankılandı

bizim gastecide buradaymışşş

bizim gasteci

gasteci

27 Ekim 2013 Pazar

Kitaplar ve ben

Bugün facebookta öyle sayfalara bakarken bi fotoğraf gördüm. Bir adam birine mesaj yazmış. Ama o nasıl bir mesaj. Benim durumumu özetlemiş resmen. Öyle bi yazmış ki tam benim içimden geçenler. Tabi bende bunu görünce kendi telefonuma yazdım ve ekran görüntüsünü çekip tüm sosyal medya hesaplarıma attım :D İşte bahsettiğim yazı bu;



Lan yeminle aynı ben. Fiziğim güzel değil evet biliyorum. 1.71 boy ,74 kilo ,kemik gözlük ,kötü bir ses ,yaşım da daha 15. Ama davranışlarımı ben gerçekten beğeniyorum. Herkes beğeniyor. Saygılı ,efendi ,ağır başlı ,çalışkan ,zeki ,tatlı ,komik biri olarak tanınırım hep. Dikkat ettiyseniz güzel kelimesini kullanmadım bile. Çünkü güzelliğin zerresi yok. Ama herkes tatlı olduğumu söylüyor. Tek avuntum da bu zaten. Daha öncede az da olsa bahsetmiştim hiç kendime özenmem diye. Okula giderkende formamı giyer saçımı ya arkadan bağlar ya hemen bi topuz yapar ya da açık bırakıp öyle giderim. Öyle sevmem ben yarım saat süslenmeyi.

Gerçekten ağladım

Annem ,ablam(kuzen) ,kardeşim ,yengem ,teyzem ,arkadaşlarım ve daha çevremdeki pek çok kadını ağlarken görmüşümdür. Çoğu da televizyon karşısında. Dizide bir şey oluyor. Ya adam/kadın ölüyor ,ya terk ediliyor ya çocuklara bişey oluyor.Bunların hepsinin tek ortak noktası ise kadınları ağlatmaları. Tabi ben izlediğim hiç bişeyde ağlamadım. Yani o kurgu gerçek değil bunu bile bile niye ağlayım? babam ve oğlum da bile ağlamamıştım. Gerçek olmayan bir şeye ağlamak saçma geliyordu bana.(En son Yürekler Ölür kitabını 2 defa okuyup her okuyuşumda hüngür hüngür ağlayan ,arada sıkıldıkça o kitabın sayfalarına bakıp yine ağlayan ,serviste giderken kitaptaki sözler aklına geldiğinde yine ağlayan ben dizilere filmlere ağlamayı saçma buluyorum. Ama kitap gerçekmiş gibi geliyor bana. Kitap okurken sayfalar arasında kayboluyorum ama dizilerde öyle bişey olmuyor.)
Ta ki Ben de Özledim dizisi yayınlanana kadar. Abi o senarist Leyla ile Mecnunun yayınlanmayan finalini anlattıya hani işte o an bende kayış koptu. Önce tüylerim diken diken oldu ,sonra yavaş yavaş gözüm doldu zaten gözümü siliyim derken bir kaç damla yaş orda aktı gitti. Sonra bir daha izledim sonra bir kere daha sonra yine. Tabi onlarda ağlamadım ama ürperdim yani. Televizyon izleme kariyerim boyunca ilk defa bir şeye ağladım. Hadi hayırlı olsun.. Gelin bir daha ağlaylım.
*Ben bu klavyenin ta...!!!!



Kitabım bitti


Perşembe gününden bu yana kitapsız kaldım. Okuduğum kitabım gitti ve elimde okuyabileceğim başka bir kitabım kalmadı. Hayırseverliğimden(!) dolayı herkese kitaplarımı ödünç verdiğim için mal gibi kaldım ortada.(aslında kimseye hayır diyemediğim için vermek zorunda kalıyorum)
Kitaplığım kitap dolu ama hepsini okudum. Okuduklarımı bir daha mı okuyum? İnsanlar aptal olduğumu ve bir kereden anlamadığımı falan söylerler şimdi ne gerek var dimi? (Aslında çoğu kitabı en az 2 defa okudum. En Son Yürekler Ölür kitabınada tam 3. defa başlayacaktım ki bir arkadaş istedi o kitabı ve bende yine hayır diyemediğim için vermek zorunda kaldım.) yani anlayacağınız mal gibi kaldım ortada.
Sosyal medyada hediye kitap kabul edilir diye paylaşım yapıyorum ama kimse tınlamıyo tabi. Şirinlik olsun diye paylaştığımı mı düşünüyolar nedir anlamadım gitti. Zaten anlasalarda hediye mi alacak bu öküzler? Kendileri okumuyolar gidip bana kitap mı alacaklar? Yada kitap mı verecekler hiç zannetmiyorum.
Zaten benim aklımda da şu anda pek kitap yok. Neyi okusam karar veremedim. Ama en çok şu Bir Gün diye bi roman varmış onu okumak istiyorum. Ya da puCCa 4. kitabı almak istiyorum. Tabi bunun için kalkıp üstümü giyinmem sonra çarşıya gitmem ordan kitabı arayıp bulmam gerek. Kim yapacak bu kadar işi? Ama en iyisi yarın okul çıkışında gidip bakıyım bi.  Sizlerde bana kitap önerebilirsiniz. Ama güzel olsun.


26 Ekim 2013 Cumartesi

Kız olmak zor!



Kız olmak ne kadar zor bişey ya! Ara sıra keşke erkek olarak doğsaydım dediğim oluyor yani. Eğer kızsan bazı kurallara uyman lazım. Neymiş kibar olcakmışım ,gelenlerin elini öpecekmişim ,saçımı tarıycakmışım. Vır vır vır..
Ya dün bi duş alıyım dedim ,aldım duşumu çıktım banyodan üstümü başımı giyindim. Sıra geldi saçı taramaya. Taranmıyor ki anam. Canım yana yana o tarağı saçımın arasından geçirmeye çalışıyorum yok olmuyo. En sonunda anneme dedim sen tara saçımı diye. Napıyım ama? Eğer annem gelmese kafamda saç kalmıycak. Erkeklerin öyle bi derdi yok oh ne güzel valla! Yatırıyolar inek yalamış gibi arkaya ya da elleriyle dikiyolar. Bitti. al işte hazırlandı sayın bay erkek çocuk..

Merhaba blogger!

Blogger'a tekrar dönmek güzel bir duygu. Bir zamanlar buralarda içimden gelen her şeyi sayıp söylüyordum. Bunu tekrar yapacağımı bilmek gerçekten güzel bir his. Aslında Blogger'a geri dönme sebebim günlük tutmaya karar vermem. Geçenlerde eşyalarımın içinden günlüğümü buldum ve okudum. ne saçma şeyler yazmışım. ama bunları tekrar okumak çok hoştu. dedim ki ''Kızım Güneş git tekrar günlük yazmaya başla. ilerde yine okursun gülersin işte fena mı?'' Ama bi kaç sorun vardı ;şimdi kim kalkıpta kırtasiyeye gidicek. yarım saat en güzel günlüğü seçecek? hayır bide güzelde değiller. güzel bişey seçmeye kalkıp alsam başkalarında da bundan olacak. e ne anladım ben? benim günlüğümden sadece bende olmalı. bana özel olmalı. zaten tek sorunum bu da değildi. şimdi kim yarım saat kalem arayacak oturup özene büzene günlük yazacak? çok uzun iş. üşenirim abi ben. En sonunda karar verdim. gidiyim bi blog açıyım. hem oraya hızlıca yazarım hemde bakarsın popi olurum? valla olur mu olur. zaten gün boyu yaşadıklarımı arkadaşlar biliyo ,annem biliyo ,babam biliyo ,sülale biliyo. siz de bilin. ne olacak yani? ya işte uzun lafın kısası artık ne yaşadıysam ne halt yediysem buraya yazıcam. Eğlenceli olur ya. bakarsın bende puCCa gibi kitap çıkarırım?
Ha bide pucca demişken bayıldım lan puccaya! Süper yazıyo kız. kesinlikle takip edin ,kitaplarını alın ne biliyim bişeyler yapın işte.

Bu yukarıda gördüğünüz tip ise blogumun yeni logosu. Bu tipi görünce aklınıza ben gelmeliyim. bunun ne olduğunu bende bilmiyorum


Arama

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...