31 Ocak 2014 Cuma

Tesadüfler, Ergenlikler...



Nasıl bi insanım hala anlamadım. Telefonumu süs için kullanıyorum. Süs telefonu da Galaxy Ace! Tamam onu alamayanlarda var ama almasalar daha iyi. Bi alan yiyo ,bi alan yiyo sanarsınız Maceracı. Oynadığım 2 oyun var. Pou ve Unblock me free. İkisi de çok eğlenceli. Amaan ben ne anlatacaktım ne anlatıyorum. İşte telefonu resmen süs olsun diye kullanıyorum. 2 gün önce şarjım bitmişti. Eh bende ayıptır söylemesi kıçımı kaldırıpta gidip şarja takmadım. Bugün coğrafya ödevim için bi kaç malzeme lazımdı. annemde hazır dışarı çıkmışken onları da alsın diye eline bi liste yazıp verdim. Kadın gitmiş kırtasiyeye aramış aramış telefon kapalı tabi. En son babaannemi aradı onun telefonundan konuştum. Tabi kızdı bana; ''Şu telefonunu şarja tak hayrına!'' diye. Bende çok uslu bi çocuğumdur ,hemen söz dinlerim. Gidip taktım telefonu şarja. Takalı 1dk olmadan benim gitar hocası beni aradı. ''kaJJucumm biz kursa başladık. 2'ye kadar gelebilirsen gel sende'' dedi. Tamam dedim. Saat 13.30 falan. Hemen giyindim. Sol el tırnağımı kestim. Dışarı çıktım. Yalnız hoca öyle bi zaman da aradı ki! Ben evde mağara adamı gibi yaşıyodum. Saçım katılaşmaya başlamıştı. Adam gibi taranmadı bile. Sonra tam alnımın ortasında bi sivilce çıkmış ,halka gülücüklerini saçıyodu. O durumda evden çıktım. O değil bi de aceleyle çıkınca sutyen takmayı da unuttum. Bütün gün ,o sıcakta ,montla gezdim. Her neyse.. stüdyoya gittim ,derse başladık.

29 Ocak 2014 Çarşamba

Karar verdim; gazeteci olucam.



Zaten yıllardır söylediğim bir şey bu. Ama dün tekrar karar verdim. Benim kaderim gazetecilik.
Neden bilmiyorum ama gazetecilik benim kalbimin hızlanmasına sebep oluyor. Millet sevgilisini görünce ,korunca,üzülünce kalbi güm güm atar ,benimse gazeteci kelimesini duyunca. O yüzden diyorum ya zaten ''Galiba ben gazeteciliğe aşık olmuşum'' diye. Ama gerçekten öyle. İnternet ortamında olsun gerçekte olsun gazeteci kelimesini duyunca kalbim güm güm atmaya başlıyo ,karnıma bi ağrı giriyo ,isttesizce sırıtıyorum. Çok ciddiyim abartmıyorum. 2-3 sene önce 29 Ekim kutlamaları için Hipodrom'a gitmiştik. Çıkışta yanımdan bi gazeteci geçti ve o yanımdan geçerken ben öldüm. Nefes alamadım. Arkamı dönüp bir daha baktım. Tabi abi beni görmedi bile. İnşallah ilerde patronun olurum! Tipi de hala aklımda uzun saçlı ,gözlüklüydü. kirli sakalı vardı. Seni bulucamm!

Şimdi diyeceksiniz neden dün tekrar karar verdin? Hemen açıklayım;
Sevgilimden Son Mektup kitabını bitirdim. Orda Ellie ve Anthony'yi okurken ağzım kulaklarımdaydı. Dün yemek bile yemedim. Tamam yedim ama hemen hızlı hızlı 2dk da yemeğimi bitirip kitabımın başına döndüm. Ve nihayet sonunda bitirdim. Ellie'ye o kadar çok özendim ki anlatamam. Ve tabi ki Jennifer'a.

Sizin yaptığınız tablete de ,kendi kafamada!



Son günlerde kriz yaşıyorum resmen! Yaklaşık bi ay önce ya da kasımdaydı hatırlamıyorum tablet aldım. ''Samsung Galaxy Tab3'' ne kadar havalı dimi? Ben o tabletin havasını ankara dolmuşuna koyuyum görsün havayı! Allah Allah ya! bişey üretiyosunuz bari iyi yapın dimi?! İlk defa da değil. Ocağın başında da format attırmıştım ama yine kafayı yedi. Oyunları açmıyor. Açınca da atıyor! Bok var. Aman at çok meraklıyım kurbağaya şeker yedirmeye! Bi tek adam akıllı twitter ve facebook uygulaması açılıyordu onlarıda sildim mal gibi. Elimde küçük ,diktörgen, bi boka yaramayan bi aletle kaldım. Hayır bi de taa gidip iyi mağazadan aldım. Bakarak aldım da noldu sevgili MediaMarkt?

28 Ocak 2014 Salı

Cak cak cak!



Ayy şu toplu taşıma araçlarından nefret ediyorum! Türlü türlü insanllaroluyo ve hepsi birbirinden cins!

Dün sabahtan annem doktora gitti. Kulak kristalleri oynamıştı. Doktor bi damla vermişti 15 bi kulağına 15 diğer kulağına sık diye. Damla kulaktaki pisliği yumuşatacak doktorda çekecekti. Ama annem son günlerde çok çekti. Damlatınca kulağı duymuyodu. Zaten bi kulağı ameliyatlıydı ,sağlam olana sıkınca hiç duymuyodu ve sinir oluyodum. İşte annem doktora gitti. Kulağını temizletti. Şimdi iyi duyuyo çok şükür. İşte annem dün hastaneye en yakın arkadaşı olan bi teyzeyle gitti ,işleri bitince de onların evine gitti. Beni de çağırdılar. Ben de hazırlandım ettim gittim. Kahvaltı falan ettik. İşte yemeğim bitince gittim. Karşıya geçtim dolmuş beklemeye başladım. Gitar kursu için okula gidecektim. Bekliyorum bekliyorum gelmiyo. Bi tane geçti o da beni almadı.  Sonra bi tane geldi bindim. Elimde gitar ,omzumda askılı çanta ayakta gidiyorum. İşte bi kaç kişi indi ,bende en arkaya geçtim oturdum.

27 Ocak 2014 Pazartesi

Tiyatrocuyu çok seviyorum



Dün yatarken aklıma Tiyatrocuyla yaptıklarımız geldi. Daha 1 yıl bile olmadı tanışalı ama ben bu kızı çok seviyorum. Kimseyle gülmediğim kadar onunla gülüyorum. Tamam Sarı ve Mavi de çok yakın arkadaşlarım ama Tiyatrocunun yeri bende çok ayrı.
Birlikte çok şey yapıyoruz. Mesela şimdi Tiyatrocuyla Sarı ortada 3. sırada oturuyorlar ,Mavi ve Azula önlerinde oturuyor. Ben ise tamamen kopmuşum ,duvar kenarında en önde oturuyorum. Sınav günleri Tiyatrocu hep benim yanıma gelir ,birlikte çalışırız sınavlara. Kollarımıza birlikte kopya yazarız. (Mal gibi kopya yazıyoruz ama yazarken ezberlediğimiz için bakmamıza gerek bile kalmıyor) Tiyatrocuyla ders çalışmak çok keyifli. Bi taraftan pentozları heksozları anlatırken diğer yandan çocukken yaptığımız mallıkları konuşuruz. Ve inanın Tiyatrocu benim ruh eşim gibi. Daha önce kimseye söyleyemediğim çocukluk sırlarımı ona söyledim. Evet, çocukken ıspanak yiyince Temel Reis gibi uçacağımı sanıp korktuğum için ıspanak yemediğimi ,ilk ıspanak yiyişimde annemin beni tuttuğunu ilk defa ona söyledim..

24 Ocak 2014 Cuma

Yılı Yarıladık Bile!



Şu zaman gerçekten de çok hızlı geçiyor. Daha liseye ilk gittiğim gün dün gibi aklımda. Okullar açılmadan 1 gün önce başlamıştım telaşlanmaya.. Acaba ne renk külotlu çorap giysem diye düşünüyodum. Beyaz giydim. Bakın siz siz olun lisede sakın beyaz külotluçorap giymeyin! Beyaz melek diye alay ediyolar sonra.
Mal gibi beyaz külotlu çorapla okula gidince gözlerimi radar gibi açtım tabi. Beyaz külotlu çorap giyen büyük sınıflar aradım. 1-2 kişi ya vardı ya yoktu :( Sakın beyaz külotlu çorap giymeyin!!
Bi de çok iyi hatırlıyorum lisenin ilk gününde bi kız önümde bayılmıştı. Ben arkadaşları itti ,düştü sandım ama kız bayılmıştı. Ellerini yumruk yapıp sıkmıştı. Arkadaşları açmaya çalışmıştı. Çok iyi hatırlıyorum.. (Ne çok mıştı dedim ben?)


23 Ocak 2014 Perşembe

Allahım ben neden böyleyim?



Allahım ben neden böyleyimm? Liseye geçtim ama hala erkek gibi dolanıyorum. Ya tamam aslında erkek gibi değil ama kız gibi de değil. Arkadaşlarım her tenefüs kalem ,eyeliner ,allık falan sürüyo ben anca onların yanında saçımla oynuyorum.

Bu makyaj olaylarından ,topuklu ayakkabıdan ,modadan niye hiç anlamıyorum? Geçen sene dayımlara kalmaya gitmiştik. Kuzenim benden eyeliner istedi. O ne diye sordum. Düşünün geçen sene! Ablam ne dedi? Git kardeşine sor. O bilir.

Evet gerçekten doğru. Benim kardeşim benden daha süslüdür. Bi makyaj yapar ki sormayın. Sanarsınız uzman kuaför. Lan bide benden 3 yaş küçük. Daha 12 yaşındasın lan sen!

Pazartesi günü Azulayla birlikte kırtasiyeye gittik.(Atatürk resminin olduğu bi not defteri aldım. Ne yazacağımı bilmiyorum. Ucuzdu ve Atatürk vardı. Aldım.) İşimiz bitince çıktık. Tam gidecekken Sarıyla karşılaştık. Kırtasiyede işi varmış. Onu bekledik. O çıkınca bu defa yolda Maviyle karşılaştık. Sonra hep birlikte Tiyatrocuyu almakk için metroya doğru yürüdük. Bizim okulla metronun arası 10dk. falan. İşte yürüdük. Tiyatrocuyu aldık. Geri dönerken konuşmaya başladık.
Mavi;
''Geçen kuzenimin düğününde apartman topuk giydim! Düşünün.'' dedi. Hepsi şaşırdı. Yaa nasıl giyebildin falan filan diyolar böyle. Ben ''Apartman topuk ne?'' diyince hepsi dönüp bana baktı. Oha kaJJu falan demeye başladılar. Şimdi tek amaçları lise sona kadar bana her şeyi öğretmek. Tiyatrocu da ankara havası oynamayı öğretecek.


Evlendik !



Niye böyle saçma bir başlık yazdığımı merak ediyorsunuzdur hemen söyleyim; pazar günü yeni bir ev aldık! Evlendik yazmamın sebebi ise servisle okula giderken bir reklam panosunda ''Kış bitmeden evlenin'' yazılı bir ev reklamı. İlgi çekici gerçekten.
Her neyse ben asıl anlatacağım konuya geliyim;
Küçük amcamın büyük kızı kendine ev alacaktı. Pazar günü annemle ve annemin arkadaşıyla birlikte ev bakmaya gittiklerinde bi ev görmüşler. Ablamda çok beğenmiş annemde. Akşam annem eve gelince ailece gittik eve bakmaya. Sonuç olarak 125.000 Tl ye evi aldık. Zaten bu ev kiraydı ,kendi evimiz olmuş oldu. Haa bide ablamda aynı binanın 3. katında 127.000 Tl ye bi ev aldı. Artık komşu olduk.
Veee artık servisle gitmeyeceğim!! Çünkü evin hemen önünde bi durak var ve benim okulumun ordan geçiyo.
Ama açıkçası otobüse binmeyi sevmiyorum. Pazartesi günü kurs çıkışı otobüse bindim eve gidiyodum. Böyle yanlış hatırlamıyorsam daha Kızılay'daydık. Bi kız bağırmaya başladı. ''Napıyosun sen yaa?'' diye. Ama nasıl bağırıyo. Yanındaki adamda ''Naptım bee'' diyo. Otobüsün şöförü adamı arabadan indirdi. Meğer adam kızın bacağına falan dokunmuş. Ama kız çok ağladı ,çok üzüldüm orda. Kız olmak gerçekten çok zor.

19 Ocak 2014 Pazar

Sonunda Rahatladım!



Ohh sonunda tüm sınavlar bitti ,artık sadece kitap okuyor ve gitar çalıyorum. Ve elbette uyuyorumda. Aslında sınavlar geçen pazartesi bitmişti ama biz salı günü kurtarma sınavlarımızı olduk. Salı günü biyoloji ve ingilizcenin kurtarması vardı. Almanca dersinde olduk biyolojiyi. pH ile ilgili bir soru vardı. Bazik özellik ve asidik özellikle ilgili. Ben naptım? Hocam su içebilir miyim? diye sordum. Herkes güldü. Gerizekalılar. İçtikten sonra suyun pH derecesine baktım. Ama onlarda nerde o kafa? Ve o soruyu doğru yaptım. Ne var ya kızmayın. Zeki bir yöntem iştee. Çarşamba günü okula gitmesim. Rapor aldım. Bizim edebiyatçıyla uğraşıp duruyorum. Beni Kültür&Edebiyat klübünün başkanı yaptı ,tüm görevler benim üstümde. Bi ara yapmadığım için ondan kaçıyodum. Ta ki sınav için bi sınıfa giderken merdivende hocayla  kaılaşıncaya kadar. Biri beni durdurdu. Bi baktım bizim edebiyatçı. Bişeyler dedi ama tam dinlemedim. O sırada nefes nefese kalmıştım bile. İşte kültür&edebiyatla ilgili şeyleri yaptım çarşamba günü. Hocayı sevmesemde gözünde olmam iyi bişey.


11 Ocak 2014 Cumartesi

Balıklarım



Aslında daha sonra yazacaktım ama hazır elim değmişken yazıyım dedimm. Geçen ay. Hatta tam geçen ay bu günlerde babam eve bi akvaryum aldı geldi. Küçük bişey böyle ama fanus değil. Küçük akvaryum. İçinde 2 tane balık vardı türünü hatırlayamadığım. İşte hani görmemişin bi malı olurya bizde de öyle oldu. Yengemler balık besliyo. Ama böyle bayaa bi fazla. Onlar yavruluyo falan çok fazla balıkları var. 2 akvaryumları var büyük büyük. İşte baba yengeme 5-10 tane balık getir demiş ,yengem 10-20 tane getirdi. Hepside ciklet. Ama böyle renkleri soluk soluk. Rengi yok gibi balığın. Çok durgun geldi bana. Balık dediğin renkli olacak. Neysee işte bizde mutlu olduk bu balıkların hepsini akvaryuma boşalttık. Ertesi gün bi oldu. Bütün balıklar tek tek ölmeye başladı. En son hepsi öldü. Bide ölmeden önce o en baştaki 2 küçük balığıda öldürmüşler ,parçalamışlar. Öyle gittiler yani. Eh tabi çok üzüldük. Hatta benim gözlerim doldu. Yani onlardakide can sonuçta. O gün balıkların neden ölmüş olabileceğine dair öyle araştırmalar yaptım ki elime diploma sırtıma önlük verip veteriner olarak işe başlatıcaklardı beni. O derece okudum yani. Aslında okumaya gerek yok. Oturup mantıklı dünününce 20 balığı göt kadar yere koymak akıllıca bi davranış değil. Havasızlıktan öldüler. Bi de ısıtıcı açıkmış. Annem ne bilsin üşümesinler diye açmış ısıtıcıyı. En son akvaryum balık çorbasına döndü. Su kaynamışta kaynamış. Ondanda ölmüş olabilirler. Otopsi yapmadan bilemem bunu.

Gazeteciler Günüm Kutlu Olsun!



Biraz geciktim yazmakta.. Dün ,yani 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günüydü. Yani bir nevi benim günüm. Eh sonuçta gazetecilik aday adayıyım. Ama kimse kutlamadı tabi! Bizim cahiller nerden bilsin Gazeteciler Gününü? Tek bildikleri Kurban Bayramı ve Şeker Bayramı. Onda da mide doluyoya hani ,yoksa onuda bilmez bunlar.  Cahiliz anam cahilll.
Annemle de küstüğümüz günün akşamında barıştım zaten. Beni yemeğe çağırdılar. Herkes yedi gitti ,yiyen gitti. Annemle ben kaldım. Bende kalktım ,giderken;
-Neyse bende gidip yatıyım bari ,yoksa üşüme hastası olucam dedim.
Annemi bi gülme aldı ama yok böyle bi gülme! Nefes almadan 2-3dk gülmüştür lan kadın. Ama nasıl gülüyo böyle kahkahalarla. Tuvalete gidicem ayıptır söylemesi. Elim kapının sapında kaldım. Annem öyle bi gülüyoki tuvalete giremedim. Lan gülmekten nefessiz kalmasın şimdi diye düşündüm. Ama annem hala gülüyo. Gözünden yaş geldi kadının o derece. Lan ne dedim başka bişey mi dedim acaba? Ayy kesin yanlışlıkla bişey dedim.. Ya daa dur laannnn bi yerim mi açık yoksaaa? diye düşünüyorum ben.  Kendime bakıyorum ,düşünüyorum bişey yok. Annem tabi hala gülüyo. Sonra işte yavaş yavaş sustu. Ama 2-3dk. gülmüştür kesin. İşte böyle barıştık. Ne saçma bi hikaye lan bu? Millet birbirinin gönlünü alcak hediyeler alır. Ben bi laf dedim annem güldü barıştık. Çok ekşınlıı!!!

9 Ocak 2014 Perşembe

Annem



Ya nasıl bi kadın anlamıyorum bunu! Bazen beni o kadar gıcık ediyo o kadar gıcık ediyo ki ölsede kurtulsam diye geçiriyorum. Bazen de öyle bi seviyo ,ilgi gösteriyo ki Allahım annemden önce ölüyüm diye dua ediyorum.
Ya gerçekten çok sinir biri ama. Biraz önce kavga ettik bununla. Ya bakın kadına insan gibi soru soruyorum saçma sapan cevaplar veriyo. Komik olduğunu falan mı sanıyodur nedir. Böyle hep mal mal espiriler yapar. Gerçekten mal mal espiri yapıyo. Çocuk bile gülmez. Yani niye böyle saçmalıyo anlam veremiyorum.
Soru soruncada öyle! Bi doğru düzgün cevap vermiyo. Saçmalıyoda saçmalıyo. İnsan gerçekten sinirleniyo ama ya. Bi adam yerine koy adam gibi cevap ver demi mal kadın!!
Eve geldiğimden beri içimi baydı. Esniyo da esniyo. Bi de öyle bi esniyo ki uçak kalkıyo sanırsınız. ''HAayayyhhhahhhhahh'' bu nasıl bi esnemedir lan?! Kendi odamdayken onun oturma odasından gelen esnemesini duyuyorum. Ama yeminle insanın içini karartıyo öyle bi esneme. Sonra esnedikten sonra ''Allah Allahhh'' diyip duruyo. Ama öyle bi diyoki yaşama isteğiniz gidiyo ,bitiyo yani.

8 Ocak 2014 Çarşamba

kaJJu oldum ben



Vay be taa geçen seneden beri yazmamışım (tamam kızmayın sadece şakaydı). Çok çok şey oldu. Mesela ben paypon'ken kaJJu oldum çıktım.Twitter'da şöyle havalı ,fenomen ismi gibi bişey buluyum belki zamanla popi olurum dedim. paypon pek öyle havalı ,popilik bi isim değildi tabi. Sonra düşündüm düşündüm kajuyu buldum. Tabi kajuyu bulmadum ,onu bulan bulmuş ben sadece kendime isim olarak onu buldum. Bildiğimiz kaju fıstığı artık yeni ismim. Ama twitterda malın teki kaju ismini kullandığı için kaju yapamadım! kajju'yu denedim o da olmadı. En son kaju raju gibi bişeyler yazıyodum ama ne olduysa kaJJuko'ya karar verdim. Tabi yazarken yarım saat kaJJuko diye yazmıycam. kaJJu diyin geçin işte.
Sonraa başka neler oldu?? hah 3 gün önce(pazar günü) ergenle küstüm. ''Bu yazıdaki arkadaşımın adını ergen koydum. Çünkü ergen ergen davranıyo salak'' Ya bakın olayı en başından anlatıyım şöyle oldu;

Arama

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...