27 Ocak 2014 Pazartesi

Tiyatrocuyu çok seviyorum



Dün yatarken aklıma Tiyatrocuyla yaptıklarımız geldi. Daha 1 yıl bile olmadı tanışalı ama ben bu kızı çok seviyorum. Kimseyle gülmediğim kadar onunla gülüyorum. Tamam Sarı ve Mavi de çok yakın arkadaşlarım ama Tiyatrocunun yeri bende çok ayrı.
Birlikte çok şey yapıyoruz. Mesela şimdi Tiyatrocuyla Sarı ortada 3. sırada oturuyorlar ,Mavi ve Azula önlerinde oturuyor. Ben ise tamamen kopmuşum ,duvar kenarında en önde oturuyorum. Sınav günleri Tiyatrocu hep benim yanıma gelir ,birlikte çalışırız sınavlara. Kollarımıza birlikte kopya yazarız. (Mal gibi kopya yazıyoruz ama yazarken ezberlediğimiz için bakmamıza gerek bile kalmıyor) Tiyatrocuyla ders çalışmak çok keyifli. Bi taraftan pentozları heksozları anlatırken diğer yandan çocukken yaptığımız mallıkları konuşuruz. Ve inanın Tiyatrocu benim ruh eşim gibi. Daha önce kimseye söyleyemediğim çocukluk sırlarımı ona söyledim. Evet, çocukken ıspanak yiyince Temel Reis gibi uçacağımı sanıp korktuğum için ıspanak yemediğimi ,ilk ıspanak yiyişimde annemin beni tuttuğunu ilk defa ona söyledim..



Ama o zaman 14. katta oturuyoduk ve çocuktum!
Tiyatrocuyla kavga ettik ama barıştık. O beni anlıyor ben onu anlıyorum. Elbette tartışacağıız,bunlar arkadaşlığımızın tadı tuzu. Ama umarım çok ciddi bir küslük yaşamam onunla..

Tiyatrocu beni gerçekten anlıyor. Mesela bi kere şöyle bi olay olmuştu; Hani ben şimdi hikaye yazıyorumya işte bi hikaye yazdım onu da bizim edebiyatçıya verecektim. Ama okulda hastalandım babam gelip beni aldı bende gitmeden önce hikayemi Sarıya verdim. Hocaya versin diye. Ama o kaltak karı çok yoğunum diyip almamış! Hikaye 1 haftaya yakın Sarı da kaldı ama okuyamamış. Ben tabi bunu öğrenince üzüldüm. Hikayeyi yırttım attım. Zaten içime kapanıktım iyice kapandım. İşte o duvar kenarına geçtim orda oturmaya başladım. Tenefüslere falan çıkmadım. Allah aşkına millet sevgilisinden ayrılır bunalıma girer ben hikayem okunmadı diye intihara kalkışacaktım. O derece. (Tamam abarttım intihar falan düşünmüyodum ama hayattan baya bi kopmuştum.) Neyse işte tenefüste yine solgun solgun oturuyorum Tiyatrocuyla Sarı beni çağırdı. ''İstemeden seni kırdık mı?'' diye sordular. Ben malın teki olduğum için ''Yoook yaa'' falan diyorum. Hep böyleydim. Biri beni üzse bile bunu onların yüzüne söyleyemem. Onlar ısrarla sorunca açıldım. Söyledim ,dedim böyle böyle. İkiside üzüldü. Ama Tiyatrocu okumuş. ''Ben valla okudum ,çok güzel olmuş dedi. Ya bak kızma ama edebiyat dersindeydik. Sırf hocayı dinlememek için okudum. Gerçekten çok güzel'' dedi. Tiyatrocu böyle. İçi dışı bir. Beni hep güldürmeyi başarıyo. Sarı da ''Ya valla okuycaktım ama fırsatım olmadı ,evde desen 2 çocuk var onların gürültüsünden kitap bile okuyamıyorum ama ver okuyum şimdi ,sen üzülme'' dedi. Hikayeyi yırttığımı söyleyince baya bi kızdılar tabi. Ama bende mal değilim. Hikaye hala bilgisayarımda duruyo. Allasen ben hiç yırtar mıyım? Siz beğenmemişsiniz okumamışsınız diye ben saatlerimi verdiğim şeyi mi atıcam? Çıktıyı yırttım sadece.

Tiyatrocuyla birlikteyken çocukluğumuzu düşünürüz. İzlediğimiz programları birbirimize söyleriz ve güleriz. Hazır hatırlamışken çocukken izlediklerimi söyleyimm;

  • En başta tabi ki de Teletabiler! Ben teletabilerin en büyük fanıydım heralde. Tişörtlerim ,şortlarım ,pijamalarım hep teletabiliymiş. Bir sürü teletabi oyuncağım varmış. Kaçırmadan izlermişim.
  • Tom ve Jerry de vaz geçilmezimdi!
  • Duffy Duck
  • Bugs Bunny
  • Tazmanya Canavarı
  • Tweety
  • Pepe( kokarca olan)
  • Bay Benjamin diye bi fil vardı onu da izlerdim.
  • Bi tane çocuk cüce oluyodu kazlarla yolculuk yapıyodu ona da bayılırdım. Adını hatırlamıyorum.
  • Vikingler
  • Şirinler
  • Casper
  • Yeşil Oba (ya da ova. Hatırlamııyorum böyle kuklalı bişeydi.)
  • Susam Sokağı!! 
  • Kaptan Tsubasa
  • Road Runner
  • Disney'in çizgi filmleri vardı ama okula gittiğim zamanlardaydı. Disney'in Tenefüs Zili ,Aladdin'in Sihirli Lambası ,Kim Possible ,Lilo ve Stich ...
  • Hugo ve Tolga Abi
  • Minikler (Küçükler de olabilir. Cüceleri anlatıyordu. Evimde cüce aramıştım!!!)
  • Red Kit
  • Zorro
  • Batman
  • Süperman
  • Arı Maya
  • Tarzan
  • Orman'ın Kitabı
  • Sonic
  • Yu-gi-oh!
  • Winnie The Pooh
  • Bi tane çizgi film vardı böyle çocuklara ders vericiydi. Çocuklar gece yatarken bi yere giderdi. Orda ormancı ''Küçülecek küçülecek minnacık olacaksın'' çocuk küçülürdü. Hayvanların olduğu bi dünyaya giderdi ve ders alırdı. Yani hayat dersi diyim.
  • Pofuduk Koltuk
  • Zabu (maymun vardı bi de Chris ve Martin diye iki kardeş. Hayvan belgeseli gibiydi. Elma yerken hep Zabu'yu taklit ederdim)
  • Taş Devri
  • Oyuncak Hikayesi
  • Atom Karınca
  • Köpek Değerli
  • Pembe Panter
  • Ayı Yogi
  • Jet Giller
  • Scooby Doo
  • Transformers Armada
  • Ninja Kaplumbağalaar
  • Hızlı Gonzales
  • Temel Reis
hatırladıklarım bunlar. Bunları yazarken aklım nerelere gitti. Tiyatrocuyla bunları hatırlarız ,güleriz eğleniriz. Şimdikilerin çocukluklarını yaşamadıklarını söyleriz. Ve bence haklıyızda. Ya tamam şimdi eğitici programlar var. İşte ne biliyim Pepee ya da Caillou gibi. Ama bunlar şu yukardaki listeden hangisinin yerini tutar ki? Şimdiki çocuklar oturup bunları izliyor. Ama ben ilerde çocuğum olursa şu yukardaki  listedeki filmleri izleticem. Bi de şimdiki çocukar hep evde. Bende hep evdeyim. Çünkü artık dışarıda yapacak bişey yok. Eskiden yengemlerin 4 odalı bi evi vardı. Hep oraya giderdim. O sokak arkadaşlarımla doluydu. Sek sek ,yerden yüksek ,saklambaç ,körebe ,evcilik oynardık. İlk katlardaki camların demirlerine asılırdık. Topraktan çamurdan pasta börek yapardık. Sokaktan nohutçu geçince hemen eve gidip paramızı alır gelirdik ,nohutları birlikte yerdik. Şimdi hiç bir arkadaşımla görüşmüyorum ama onların yeri hep kalbimde ,nasıl unuturum o güzel günleri?

Galiba çocukluğunu son yaşayanlardık biz.

Ablamın arkadaşları vardı Ayşegül ve Şeyma abla. Birinin annesi Kur'an hocasıydı. Ablamla birlikte gidip ders alırdık. Ablamın arkadaşlarına özenirdim. Çok iyi hatırlıyorum bi kere Ayşegül ablanın bi lastik topu vardı. Hani böyle parmağına geçiriyosun halkayı ,ipin ucunda plastik bi top var ,bi yere çarpınca yanmaya başlıyo. Şunlardan;



Ama tabi böyle değildi. Mayına benziyodu ve koyu kırmızıydı. İşte onla oynayım derken topla kafama vurmuştum. Ne güzel anı dimi? Her boku unuturum bunu unutmam. Gülmüşlerdi bana!
Bi de Talha diye arkadaşım vardı. Bizim eve gelirdi ,korku maskesi takıp onu evden kaçırırdım. Şimdi nerede ne yapıyo bilmiyorum..

Valla Tiyatrocu sayesinde eski günleri baya bi yad ettim. Gerçekten çok seviyorum Tiyatrocuyu. Umarım Bart ile mutlu olur. Ya da Bart olmadan. Tek isteğim onun mutlu olması. Ve umarım isediği gibi tiyatrocu olur. Ailesi pek istemiyo ama ben istiyorum. Onu sahnede hayal ediyorum. Birlikte gelecekle ilgili hayaller kuruyoruz. Ben sırf okul uzak diye yakınımda olan bi okula gitmek istiyodum ama Tiyatrocu beni vazgeçirdi. İleride o çok ünlü bi tiyatrocu bende gazeteci olduğumda herkes konuşacakmış
''ünlü gazeteci kaJJu ve ünlü oyuncu Tiyatrocu aynı okuldan mezunlar! ,arkadaşlıklarının kaynağı Xxx Lisesi!'' 

Hep hayal kurarız. Mesela ikimizde çok önemli bi davete katılıyoruz. O ünlü oyuncu Tiyatrocu ben ise ünlü gazeteci kaJJu. Sarı da orda garson.

O kadar keyifli hayal kuruyoruz ki ,lisenin başından beridir onunla güldüğüm kadar orta okuldaki arkadaşlarımla gülmemişimdir.

İyi ki varsın TİYATROCU

*Hep Sarıyla alay ederiz. Ama onu gerçekten sevdiğimizden. Umarım o da istediği gibi Hakim olur. Aslında bi ara ''Noter olucam'' diyodu. ''Noterci de değil ,direk noter olcak'' diye eğleniyoduk. Amaan işte umarım gelecekte istediği işi yapar..

*Sınıftaki en uzun kız benim ,benden sonrada Tiyatrocu var. Onun beni geçmesine izin vermeyeceğim!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Arama

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...