21 Kasım 2013 Perşembe

Niye yazmadım?



En son 8 kasımda girip bişeyler yazmışım sonra susmuşum. ben susmuşum. ben.    ben ve susmak düşünebiliyomusunuz? aslında beni tanıyan hep suskun biri olduğumu bilir ama internette asla susmazdım. ''niye sustun? niye kaç gündür bişey yazmıyosun?'' diyecek olursanız hemen söyleyim; OKUL.
Lan şu lise ne zormuş! Bu okul yüzünden bende sosyal hayattı eğlenceydi arkadaştı falan hiçbişey kalmamış. Okul ,hayatımı bi tempoya soktu ama ne tempo sormayın. bakın yazıyım valla;
05.30 => Uyanıyorum servis gelene kadar üstümü giyiniyorum ,yemek yiyorum ,saçımı başımı yapıp dışarı çıkıyorum
06.20 => Servis bekliyorum
07.00 => Okula gelip it gibi titreye titreye kapının açılmasını bekliyorum
08.00-15.00 => Okul hayatı (dersler ,tenefüsler)
16.00 => Eve geliyorum üstümü falan değiştiriyorum yemeğimi yiyorum
16.45 => Uyuyorum
18.45 => Öküz ,aptal ,mal ,hayvan kardeşim geliyo başımda bilgisayar oynamaya başlıyo uyatıyo beni pislik.
(Lan bu bebe nasıl yapıyo anlamıyorum ama beni uyatıyo. Geçenlerde bizim odadaki çalışma masasının yerine yeni bi masa aldık. Ben uyurken bizimkiler odanın kapısını sökmüşler dolabı içeri sokmuşlar diğer dolabı parçalara ayırıp çıkarmışlar. Ve ben bunların hiçbirini duymadım. Yeminle duymadım. Lan düşünün kapı/dolap sökülüyo tak tak tak uyanmıyorum ama bu bebe gelince uyanıyorum! Bu işte bişeyler var ama neyse)



Uyandıktan sonra yatmaya devam ediyorum işte hayal kurmalar falan filan. Sonra bu mal gidince tekrar uyuyorum. Gerçektende tekrar uyuyabiliyorum. Heralde kardeşime alerjim var. Sonra saat 22.00-23.00 gibi babaannem geliyo odaya. Size dedim mi hatırlamıyorum ama yine de söyleyim Ramazan Bayramından 2 gün önce bizim eve hırsız girdi. Kardeşim o yüzden korkuyo ve oturma odasında kanepede annemle birlikte yatıyo. bende onlar korkmasın diye yandaki yatakta yatıyorum(evet kesinlikle onlar korkmasın diye yoksa ben korkar mıyım hiç? ben ve korkmak? hahahahahah çok komik)
*tamam korkuyorum 
işte biz oturma odasında yattığımız için babaannem bizim odada yatıyo (neyseki kardeşimin yatağında ohh çok buna çok seviniyorum valla). babaannem yatmaya gelince o sesler yapmaya başlıyo bu defa ona uyanıyorum sonra zaten uyuyamıyorum. ama uyuyomuş gibi yapıyorum. bazen diyorum lan takıyım kulaklığı hayal kurmaya devam ediyim. ama yapamıyorum. karnım guruldar diye korkuyorum. evet benim böyle bi sorunum var. bazen bakıyorum millet kulaklığı takmış farklı alemlerde yaşıyo ama ben onu yapamıyorum. herkesin içinde kulaklık takamam ben. karnım guruldar diye korkuyorum ve gerçektende gurulduyor. Sesi duyurmamak için şekilden şekle giriyorum bi eğiliyo bi kalkıyorum. karnım neden gurulduyo onu çözzmüş de değilim. guruldamasın diye yemek de yiyorum oysa. aç falan değilim yani ama oluyo işte :( bi çözüm biliyosanız söyleyin de kurtuluyum. her neyse asıl konuma dönüyüm işte babaannem gelince müzik falanda dinleyemiyorum. Lan o değilde ben karnımın guruldamasından utandığım için müzik dinleyemiyorum kadın orda değişik değişik sesler çıkarıyo(anlayın siz). gülmemek için kendimi sıkıyorum resmen. inşallah kendimi sıkarken babaannemle kader ortağı olmam!


uyandıktan sonra gecenin 11 inde ödev yapıp çantamı hazırlıyorum sonra oturup bilgisayar oynayım diyorum bu defa annem geliyo hadi biz yatıyoruz diyo. bende onlar korkmasın diye(!) gitmek zorunda kalıyorum. yatıyorum. yattığım yerde hayal kurmaya başlıyorum. tabi gece çok geç saatlerde uyuyakalabiliyorum ancak. sonra ise aynı tempo. günlerim böyle geçiyo işte. bilgisayarı açmaya zaman bile bulamıyorum. tamam okuldan geldikten sonra oynama şansım var ama çok yorgun oluyorum ya. düşünsenize gece 2 de 3 de yatıyosunuz sabahın 5 buçuğunda uyanıyosunuz sonra öğlen 3 e kadar ders görüyosunuz. kafa dayanır mı buna?
Niye yazamadığımı açıkladım.. şimdi de 10 Kasım maceramı ve girdiğim sınavları anlatıyım..

10 Kasım 2013

10 Kasım günü sabah erkenden kalkıp babamla birlikte 29 yaşındaki kuzenimi ve ortaokuldan arkadaşımı alıp bizim okula doğru yol aldık. Babam bizi okula bıraktı ve gitti. Saat sabahın 7 buçuğuydu. Okuldaki törende 8 de başlıycaktı. yani öyle demişlerdi bize. saat 8 e kadar bekledik. saat 8 olunca törenin 8.30 da yapılacağını söylediler. sinirlendik tabi. kalktık Anıtkabir'e doğru yürüdük. Hani şu arkadaki kapı varya protokol girişinin olduğu işte oraya gittik. millet gelmeye başlamış. O saatte bile çok kalabalıktı. İşte o kalabalığın arasında ilerleye ilerleye en öne ulaştık. polis barikat kurmuş. neymiş efendim orası protokol girişiymişmiş de 11 de açılacakmışmış da... 
Diğer kapıya gitmeye mecbur kaldık. Ama yürünmez ki anam o yol. Bi taksiye bindik valla gidebildiğimiz kadar gittik taksiyle ama bi yerden sonra taksi geçemedi. lan nasıl kalabalık vaar anlatamam size millet doluşmuş. Bizde indik taksiden ve o kalabalığın arasına karıştık(bu arada taksici abi çok yakışıklıydı). biz insanları ite ite en öne ulaşmaya çalışıyoruz(ulaşamayacağımızı bile bile) biz gitmeye çalışıyoruz millet geri dönüyo. inanılmaz bi yoğunluk vardı orda. biz aramızda diyoduk ''lan bunlar mal mı niye geri dönüyolar?'' diye. sonra  birine sorduk ve kapı sirenden sonra açılacakmış falan bişeyler dediler. bizdee o kadar ilerlemişiz geri mi dönücez? dedik bari duralım şurda. zatenn artık ilerleyemiyoduk. böyle gruplar falan hep meydanda toplanmış sloganlar atıyolar ,andımızı okuyolar. tabi bizde kenardan onlara katılıyoruz derken siren çalmaya başladı. inanın yazarken bile tüylerim diken diken oldu. bi anda herkes sustu. bi ara baktım herkesin  gözü dolmuş herkes dalmış gitmiş.. tabi bende onların arasındayım. sonra İstiklal Marşımızı okuduk ardından da andımızı. Sonra yine sloganlara falan devam  ettiler. ama hala bi ilerleme yok. acıktıkta hani biraz. kuzenim dedi gelin bari bi kafeye gidelim hem yemek yeriz hemde kapı açılır. Dedik tamam. o kadar geldiğimiz yolu geri dönmeye çalışıyoruz ama olmuyo. nasıl kalabalık anlatamam ama. ömrümde görmedim böyle bişey. justin konseri falan da neymiş? siz Anıtkabir'i görmeliydiniz o an. neyse işte geri dönmeye çalışıyoruz bi baktık millet bi yerden geçiyo. iyice yaklaşınca gördük bi tane kafenin camını açmışlar camdan içeri giriyolar. valla bizde ordan girdik. garsonlar nasıl sinirli nasıl kızıyorlar ama burdan girilir mi ,kapı yok mu? falan diye. haklılar. sonuna kadar haklılar ama napalım girmezsek ezilicez. işte kafede oturduk kuzenim sigara içti. sonra bi baktık kalabalık ilerlemeye başladı. hemde çok  rahat bi şekilde. kalabalık öyle ilerliyor bunlar hala oturuyo. kalkın dedim. Ata bizi bekliyo.
Kalktık o kalabalığın arasına karıştık. Böyle ilerlerken arkadan sesler gelmeye başladı bi baktım ;çArşı!!! Aha bizimkiler dedim. kuzenimle arkadaşıma yalvarıyorum resmen hadi lüütfen çarşının yanına gidelim diyee. ikiside fenerli ama kabul ettiler. ben o kadar ısrar edince ve söz konusu çArşı gibi bi grup olunca gitmemek mümkün mü? bu defa onların yanına gittik. naasıl eğleniyoruz ama anlatamam. çarşı güzel ,neşeli sloganlar atıyo falan çok hoştu. ama  sonra onların arasından ayrıldık. bayaa bi uzun süre sonra nihayet Anıtkabir'e girebildik. Daha biz aslanlıyola varmadan çarşı da geldi. Tabi yine yalvardım bunlara. Gittik yine çarşının yanına. Çarşının yanında yürürken bu defa yanımızdan fenerliler geçti. ama sessiz sakince. bakın lütfen yanlış anlamayın ama gerçekten öyleydi. çarşı orda coşmuş bi durumda ,fenerliler ise geçip gidiyordu. yanımdakiler hemen dediler tabi ''biz fenerliyiz onların yanına gidiyoruz'' diye. ama gitmediler. en son hem çarşının hem de fenerin ortasında yürüyoduk. Sonra aslanlıyolu da geçtik ve nihayet Anıtkabir'e girdik. YOK BÖYLE BİR KALABALIK! adım atacak yer yoktu inanın. Sonra bide o kalabalıkta kuzenimi kaybettik. yarım saat birbirimizi aradık. sonunda bulduk.

Bu sene Anıtkabir'e 1 milyon 89 bin 615 kişi gitmiş!

Daha sonra Anıtkabir'deki kafeye gittik. kuzenim bişeyler almak için sıraya girdi bende arkadaşımla sıcak çikolata ve kahve almak için o makinenin yanına gittik. Gitmez olaydık! 3 liramızı yedi makine! Biri de çıkıp demedi ki o makine sadece 50 krş. alıyo diye! Biz hep 1 lira 1 lira attığımız için 3 liramız gitti. en son cebimden 50 krş çıktı da onunla kuzenime kahve alabildik. ama bizim sıcak çikolatalar kaldı. gidip söyleyemedikte kimseye. cahil olduğumun düşünülmesini asla istemem. Siz siz olun o makineye 1 lira tam atmayın 50 krş 50 krş atın.
Sonra müzeleri falan gezdik. Ordan kendime bi tane kravat aldım Atatürk'ün resminin olduğu. Ama çok güzel valla. Sonra ise mozolenin oraya varamadan gitmek zorunda kaldık :( ama o an ki kalabalığı görseydiniz hak verirdiniz. elimizdeki karanfilleri orda duran bir çiçek demetinin üzerine bıraktık ve gittik.. İnşallah Atatürk bize darılmamıştır. O gün onun yanına varabilmeyi o kadar çok isterdim ki.. Ama artık seneye! Hem seneye gidince sabahın 6 sında Aslanlıyolun olduğu kapının orda olucam. Seneye Ata'nın mezarını görebilicem..

Size anlatmak istediğim çok önemli bir şey daha var ama onu başka bi paylaşımda anlatıyım. çok uzun oldu bu. hadi diğer paylaşımaaa

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Arama

Related Posts Plugin for WordPress, Blogger...